Hayatıma o kadar kişi girip çıkmasına rağmen her şey ve herkes nasıl sana çıkabiliyor anlamıyorum.
Sana dair yazılar yazmaktan bıktım artık. Sana aşığım ama sevmiyorum seni bende ki böyle bir tezatlık. Aşk ne de olsa geçici. Bende ki sevgi sonradan aşka dönüştü sana karşı zaten. Hırs yaptım hep.
Ahh benim bu hırsım yok mu?? Aslında çok hırslı bir insan değilimdir. Arada sırada çok hırslanırım. O da sana denk geldi. İlk gün ki gibi aklımda “Ben Bu Çocuğu Tavlarım.” dedim. Yaptım. Oldu. Zor oldu ama başardım yani. Keşke yapmasaydım bile dediğim zamanlar oldu.
Sevgiliyiz her şey güzel sen 2. gün bende ayrıldın ya keşke o gün hiç geri dönmeseymişim sana. Hiçte sikimde değilmişsin o günlerde. Nasıl olduysa barıştık.
Sen Datçaya gittin. Gittiğin günün akşamı çok salak saçma sebeplerden kavga ettik. Ayrılmadık ama şaşırdım. Hani hiç kavga etmedik biz sonradan hep ilk zamanlarda kavga etmişiz. Sen benim ağzıma bir güzel sıçardın.
27 Ağustos 2009’u hatırlamazsın sen bence. Ben çok iyi hatırlıyorum. Halamın doğum günü ben sana yemeğe gitmeden önce numaramı vermiştim. Hiç yapmadığım bir şeydi bu. Mesaj atmazsın diye de çok rahatım. Telefonuma hiç bakmıyorum. Zaten sevgilimden yeni ayrılmışım falan. Telefona baktığımda 2 mesaj vardı. Kendi kendine triplere girmişsin. Gönlünü almayı başarmıştım.
Saat 00.00’ı gösterdiğinde bana mesaj attın. “Doğum Günüm” diye. Bende kutladım. O günden beri kutluyorum doğum gününü. Bunların üstünden 2 sene geçti. Ben her şeyi halen daha hatırlıyorum. Sen hatırlamasan bile.
Neyse…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder